Yakmak için bir kenara ayırdığınız eski tahta ve
odunlarınızı benden koruyun)
Çünkü dayanamıyorum, hemen
kafamda tilkilerin kuyrukları
birbirine bağlanıyor ve benim frekanslar farklı çalışıyor. İnsanlar da
benden
bıktı artık, ama öyle nazikler ki, bişey demiyorlar ve kibar davranıyorlar. Maaşallah
gittiğim
hiçbir yerden elim boş dönmüyorum. “Bunu atacaksanız veya yakacaksanız ben alabilir miyim” demekten kendimi alamıyorum. Eeee, ne yapsınlar yazık veriyorlar tabii. Verirken de, “kimbilir
bundan neler yapacaksın, ama bize de göster bak” diyorlar.
Kimisi de “ Aaaaa…! Bırak onu bırak, toz içinde o” diyor,
ama ben bırakır mıyım?
Oooo.. ben onu detarjanlarla yıkarım, keselerim, kuruturum, bir
güzel temizlenir. Eli yüzü açılır
sonra daaaaa , kafamın içindeki tilkilerin kuyrularını çözmeye başlarım:) Ama , ileride beni
gördükleri zaman eşyalarını saklamaya başlarlarsa, işte bundan çok korkuyorum. Aman ne komik
olur ha! :))
Yeni yeni stratejiler de geliştirmeye başladım, geçen gün bir arkadaşımın dükkanına gitmiştim, orada yüksek yerlere ulaşamadıkları zaman kullandıkları eski bir tabure gördüm, taburenin ahı gitmiş vahı kalmış ama yine de sağlam, bir iki akıllı vida ile daha da sağlamlaştırılabilir ve ben ona talip oldum. Bir- iki yokladım, "Ay ne güzelmiş" falan diye, "Allahın emriyle onu bana verin" de
diyemedim. Baktım gördüm anlamıyorlar, " Keşke benim de böyle bir taburem olsa" dedim. E tabii
yüzler gülmeye başladı, "Beğendiysen al sen onu değerlendir" dediler. Ohhh! rahatladım.
Öğrendim artık, demek ki cümle şu " KEŞKE BENİM DE OLSAAAAA...." :)
Gelelim sadede, bu aşağıdaki tahtaları bulduğumda , "Amaniiinn! gömü buldum,
gömü" dedim.
Tam da istediğim gibi tahtalar. Bizim usta onları fırında yakacakmışşşşş... yaktırır mıyım?
Hemen kaptım.Bu tahtaları önce bir güzel temizledim, telledim. Sonra uzantılarından
dekopaj testereyle bir parça kesip,raf
şeklini vererek çivi ile çaktım. Çok sık kullandığım bal mumu cila yaptım.
Duvara çakma işini eşim yaptı da, üstlerine mumları yine ben yerleştirdim. Devamı için...
Aşağıda gördüğünüz tahta parçası inşaat işinden artan, benim görür görmez , “
tamam işte bu “
dediğim parça. Bir adam yapacağız bundan.
Önce biraz siyah, biraz beyaz boya kullandık
ve kurumasını bekledik.
Bu çalışmada biraz çocukları da çalıştırayım dedim. Zira çocuklar böyle
çalışmaları çok severler. Yeğenlerim bana yardım etti.
Daha sonra da bu adamın bir şapkası olsun dedik ve şapkanın kenarını oluşturması için ayrı bir tahta parçasını çaktık. Amerikan
samanından saçları da yaptık. Göz, kaş,
burun, ağız da çizdik. Kocaman bir adam yaptık. Kardan adam gibi oldu. Şapkanın
kenarına da bir HOŞGELDİNİZ yazdık. Tamamdııırrrr.
Gelen konuklara güzel bir karşılama yapması için restourantın girişine
yerleştirdik
İnanın çok kolay oldu ve yapım aşaması çok kısa oldu.
Siz de deneyin, çok keyifli .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder